Sapkınların Mekanı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Nasreddin Hoca Fıkraları

Aşağa gitmek

Nasreddin Hoca Fıkraları Empty Nasreddin Hoca Fıkraları

Mesaj tarafından énsosyaL Cuma Ağus. 14, 2009 5:07 pm

1. Bir gün, konu komşu bir olmuşlar:
-Hoca bu halin ne olacak böyle? Gel sen bir "He" de ; biz de helal süt emmiş birini bulalım da baş göz edelim seni, demişler.
Hoca ipe un sermiş ama, gönlüne kim bakar onun ; neylemişler, etmişler, günün birinde düğün etmişler.Doğrusu hatuncuk eline, eteğine temiz bir hatuncukmuş ama, inadına çirkin mi çirkinmiş.Hani "Yüzüne bakanın kırk yıl nasibi kesilir." derlerse, yalan değil.O gecenin sabahı, Hoca da surat bir karış; düşünüp dururken, ağır, uslu hatuncuk ağız, dilden söz açıp:
-Efendi, nasıl buyurursunuz, hısım, akrabadan kimlere görüneyim, kimlere görünmeyeyim? diye sormuş.
Hoca, başını öte yana çevirerek:
-Vallahi karıcığım bana görünme de kime görünürsen görün demiş.

2. Birgün Hoca, kahvede sohbet ederken, adamın biri soluk soluğa gelir:
-Hoca efendi, der; sizin evde yangın çıkmış; ateş bacayı sarmadan yetişin!
Yanındakilerin yüreği yerinden oynar; ayakları birbirine dolaşır ama, koca adam, hiç de oralı olmaz, dünya yansa umrunda değilmiş gibi, çubuğunu tellendirir, durur.
-Bre Hoca, kulağına kurşun mu aktı, duymuyor musun ? deyince, Hoca uykudan uyanır gibi , şöyle bir gerinir , esner:
- Yahu , der , biz işleri bölüştük, sokak işi benim ev işi onun.Ben karımın işine karışır da , başımı nara yakar mıyım hiç ?

3. Bir gün Hoca, bir acemi berbere traş olur.Adamcağız, ustura çaldıkça keser, kestiği yere de pamuk yapıştırırmış.Hoca, bir ara kavuğuna uzanır.Berber utana sıkıla:
-Aman efendi, daha başınızın yarısı traş edilmedi deyince, Hoca gevrek gevrek güler:
- Be evlat; sen başımın yarışına pamuk ektin.Bari bırak da ben yarısına keten ekeyim, der.

4. Hoca, bir gün sözde vaaz için kürsüye çıkar; kara kaplı kitabı önüne açtıktan sonra:
- Ey cemaat, bugün ne söyleyeceğimi biliyor musunuz ? diye sorar.
Cemaat de:
-Ne bilelim, bilmiyoruz, derler.Bunun üzerine Hoca:
-Madem ki, bilmiyorsunuz, ne söyleyim size? der, kürsüden iner.
Vaktin birinde gene kürsüye çıkar, sarığını, kavuğunu düzelttikten sonra, eski nalın, eski tas, eski usul, eski tarz sorar.Cemaat de, aralarında ağız birliği ettikleri için:
-Bilmez olur muyuz, biliyoruz elbet! derler.Bu defa da Hoca:
-Ya demek biliyorsunuz.O halde ne diye tekrarlayıp da başınızı ağrıtayım! der, yine kürsüden iner.
Gel zaman, git zaman bir gün Hoca yine kürsüye çıkar; şöyle bir öksürdükten sonra , aynı nakaratı okur.Cemaat de daha önce öğütleşip, anlaştıkları için:
-Kimimiz biliyoruz, kimimiz bilmiyoruz Hocam, derler.
Hoca da:
-Öyle ise , ne diye vaktinizi çalıp da işten, güçten edeyim sizi; bilenler bilmeyenlere öğretsin! deyip çeker gider.

5. Hoca, bir tarihte bir köye imam olmuş, olmuş ama, namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olur mu? Bir güne bir gün Hak divanına durmadıkları gibi, üstelik Hak yerine gidip "Biz bu imamı istemezük!" diye de ayak diretmişler.Kadı bu ağzı abdestsizleri dinledikten sonra:
-Sen ne dersin, Hoca efendi; bu adamlar seni istemiyorlar, deyince Hoca'nın börkü başından uçmuş:
-Onlar beni istemiyorsa, ben de onları dünden istemiyorum.Ama ben tek başıma bir köy kuramam ya; onlar, hangi cehenneme giderse gitsinler! demiş.
énsosyaL
énsosyaL

Mesaj Sayısı : 952
Sapkin Puan : 2127
Reputation : 7
Kayıt tarihi : 08/08/09
Yaş : 28

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz