Lost Dizisinde Bir de Türk Olsaydı Neler Olurdu ?

türk: o sortu giymeni istemiyorum artik.

kate:sen neden bahsediyorsun, buna karisamazsın.

türk: bu adayi zindan ederim sana, git cay koy



bana bişi olmaz mantığı güder. yüzerek kurtulmaya çalışıp ilk bölümde ölür.





sahilde ateş yakıp , charlie'nin gitarını da elinden alıp başlardı delikanlımız akdeniz akşamları'nı söylemeye..





others haraca bağlanırdı ..







-konuşmam olum ben o karıyla danielle midir nedir

--niye lan, naaptı sana

- boykot ediyom ben fransızları...





+kate

-ne var

+bacımsın





locke- ha***ir siyah duman yaklaşıyor

sawyer- meraklanma ramazan ile mustafa uçağın lastiğini yakmışlar üstünden atlıyolar









adada kutup ayısı görüldüğü andan itibaren, sayid her ormana gidip döndüğünde bahtsız bedevi - kutup ayısı esprisi yapılması...









(adanın üstünden uçak geçiyor)



ikinci pilot: efendim, aşağıdaki kayalarda bir yazı var.



pilot: hımmm... evet, ben de fark ettim. bir tür yardım çağrısı olabilir. alçalıp bakalım.



ikinci pilot: "bunu yazan tosun..."



pilot: "okuyana ko***..."



ikinci pilot: ???







türk: olum bizim o bilgisayara girdiğimiz numaralar varya o neymiş biliomusun?

türk2: neymiş abi?

türk: windows koduymuş lan. lok adam gibi kuramamış başta. register ediyim mi diye soruyo hep later demişler onun için çıkıyomuş..



turk: ahahah boylede tavlayi kolunun altina alirsin kocum

locke: ...

turk: eheheh git de cay getir sen bana, hohohoh.

locke: ...

turk: kizmiyorsun dimi aslanim? vallahi sevdigim icin takiliyorum.









jin eşşek sudan gelinceye kadar sun'u dövmektedir.



jin: mukaii on goo maa haa (çat çat çat)

sun: aaarrrghhhh

türk: efferim len, belinden sopayı eksik etmiicen olm helal, vur vur









türk: kate suyu isit geliyorum

kate: what do you mean?

türk: anla işte..

kate: sorry i don't get it...

türk: tamam boşver denize girer çıkarız, sen gel şöyle bakayım yamacıma...

kate: jaackk!!! saaawyeerrr!!! heeellllp!







babası çok görünmekle birlikte annesi pek görünmeyen jack'in bu gizemli annesinin bir türk olması ve adada bulunması durumunda:



anne: ceeek... yavrıııım... yaban domızı kızarttım, hadi yavrım. bırak o suni teneffüsü de gel... yi sıcak sıcak.



jack: anne yaaa... bi dakka geliyorum.



anne: hah... hadi aslanım... yavrııım... annesinin güzeli.



jack sıkıntılı sıkıntılı gelir, ve seymen ağa tripleriyle anneye ve kızarmış yaban domuzuna bakar



anne: yavrım şu yabandomızının bi budunu kesiverem de othersgillere götür bi koşu... ha?



jack: yaa anne bırak, adamlar bize yapmadığını bırakmadı sen hala...



anne: günah yavrım... kokmuştur... götür bi but... sen iyi olursan herkes iyi olur. others da insan. deme öyle.











- mr. eko önce dövülüp, ardından jack'ten yürütülen bir neşterle sünnet edilip müslüman yapıldıktan sonra, inşa etmeye çalıştığı kilise mescide dönüştürülür.









- (türk ormandan gelir)üç tane others gördüm, bi girişirsin bunlara, yer misin yemez misin..







locke: charlie, enkazdan çıkan viskileri içip, boş şişeye çay doldurmaya çalışan arkadaşla bizzat tanışmak istiyorum.